Dubai hakkında az bilinen 10 gerçek

Dubai son on-yirmi yıl içinde olağanüstü bir gelişme göstermiş olsa da, burası uzun yıllardır insan topluluklarının yaşadığı bir bölge olmuştur. Mızrak ucu gibi arkeolojik bulgular, bölgede 100.000 yıl önce insanların yaşadığını ortaya koymuştur. O zamanlar bu bölge büyük ölçüde otlaklardan oluşuyordu. Bu da onu erken avcı-toplayıcıların hayvanlarını yetiştirmeleri için harika bir yer yapıyordu.

Dubai'deki arkeolojik bulgular hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, yaklaşık üç bin yıl öncesine kadar bir metal işleme merkezi olan, çöl sahasından en yeni bulguların sergilendiği Saruq Al-Hadid müzesini ziyaret edin. 

1960'ların sonlarında Dubai'de petrol keşfedilmeden önce, şehrin başlıca ticari faaliyeti inci dalgıçlığıydı. 20. yüzyılın başlarında, Dubai Creek'te çalışan ve 7.000'den fazla erkeğin istihdam edildiği yaklaşık 300 Arap yelkenlisi vardı. 1917'de bu rakam, Dubai'nin neredeyse tüm erkek nüfusunu kapsıyordu. İnci dalgıçlığı kesinlikle kolay bir meslek değildi. Denizcilerin her gün 14 saate kadar dalış yaparak Mayıs'tan Eylül'e kadar denizde olması gerekiyordu. Bu aynı zamanda büyük bir beceri de gerektiriyordu. Dalgıçlar tek nefeste 12 metreye kadar derinliğe ulaşıyor ve bellerine bağlı bir ağırlıkla denizin dibini araştırıyordu.

Daha fazla bilgi almak ister misiniz? Dubai'de dalış ekipmanı, araç gereçler, haritalar ve daha fazlasını kapsayan bir koleksiyonun yanı sıra nadir Arap incilerinden oluşan çok özel bir koleksiyonun sergilendiği özel bir İnci Müzesi bulunmaktadır.

Dubai, göz alıcı modern siluetinin yanı sıra tarihi mimarisiyle de ünlüdür. Şehrin en eski binası Al Fahidi Kalesi'dir ve buranın inşası 1787 yılına dayanmaktadır. O zamanlar burası, bölgeyi karadan ve denizden gelebilecek saldırılara karşı korumak için kullanılıyordu.

1969 yılında, Sheikh Hamdan Bin Rashid Al Maktoum, kullanılmayan bu binayı müzeye dönüştürme kararı aldı. Müze iki yıl sonra resmi olarak açıldı ve halka Dubai'nin tarihi hakkında daha fazla bilgi edinme ve MÖ 3000'e kadar uzanan eserlere göz atma fırsatı verdi. Günümüzde ise, Dubai Museum şehri ziyaret eden herkesin mutlaka görmesi gereken turistik bir cazibe merkezi olmaya devam ediyor.

Şehrin ne kadar değiştiğine mükemmel bir örnek de, yollarındaki araba sayısıdır. Bugün Dubai'de yaklaşık 1,4 milyon ruhsatlı araç vardır. Peki 1968 yılında kaç tane olduğunu tahmin edebilir misiniz? Şu an hayal etmesi zor olabilir, ama o zamanlar şehirde sadece 13 ruhsatlı otomobil vardı!  

Alserkal Avenue'daki Nostalgia Classic Cars Gallery'de bulunan Dubai ve ötesinde, dünyanın otomobil harikalarıyla tanışın. İddalı bir depo alanında bulunan bu galeride, dünyanın ilk uygun fiyatlı arabası olan 1923 Ford Model T de dahil olmak üzere restore edilmiş klasik araçların bir seçkisi sergileniyor.

Dubai, 2016 yılında, dünya çapında 3D baskı tekniklerini kullanarak bina inşa eden ilk şehir olarak manşetlerdeki yerini aldı. Bundan üç yıl sonra, Aralık 2019'da, emirlik bir ilke daha imza attı ve aynı zamanda dünyanın 3D baskı tekniğiyle inşa edilen en büyük binası olan, dünyanın ilk 3D baskı ofis binasını inşa etti.

İki katlı ofis binası 9,5 metre yüksekliğinde ve inşa edilmesi için yalnızca üç inşaat işçisi ve bir yazıcı gerekiyordu. Aslında önümüzdeki on yılda şehrin dört bir yanında çok daha fazla 3D baskılı bina inşa edilecek. Devlet, 2030 yılına kadar tüm bina inşaatlarının %25'inde 3D baskı tekniğini kullanmayı hedefliyor.

2017 yılında, BAE'nin kurucuları, Hatta Barajı üzerine yapılan 80 metre yüksekliğindeki duvar resmiyle kutlandı. Alman sokak sanatçısı Case Maclaimon tarafından yapılan bu eser, dünyadaki en büyük duvar resimlerinden biridir. Birleşik Arap Emirlikleri, 1971'de yedi emirliğin bir araya gelerek yeni bir ülke oluşturmasıyla kuruldu. Bu yeni düzenin liderliğinde, Dubai'nin eski emiri Sheikh Rashid bin Saeed Al Maktoum ile Abu Dhabi'nin eski emiri Sheikh Zayed bin Sultan Al Nahyan bulunuyordu.

 Hatta bölgesi, başka nedenlerle de tarihi önem taşımaktadır. Arkeologlar bölgede 50'den fazla antik mezarın yanı sıra mücevherler ve resimli kayalar da bulmuştur.

Bedeviler binlerce yıl boyunca BAE topraklarında yaşamıştır ve Dubai de buna dahildir. Adlarını Arapça 'çöl halkı' anlamına gelen 'badawiyin' kelimesinden alan, bölgeye ilk gelen kabileler, çoğunlukla göçebe deve çobanlarıydı. Bununla birlikte Bedeviler, balıkçı ve inci dalgıcı olarak çalışmak ve günümüzde halâ Dubai Creek'te kullanılan Arap yelkenlilerini inşa etmek de dahil olmak üzere pek çok farklı işle uğraşmaya devam etmiştir.

Bedevi halkının azmi ve adaptasyon yeteneği, Dubai'nin ilk dönemlerinde büyümesini hızlandırmaya yardımcı oldu. Bugün birçok Bedevi kabilesi, çöl topluluklarında yaşayarak ve Arapça ile birlikte orijinal Badawi dilini konuşarak geleneklerini canlı tutmuştur. Al Marmoom Bedouin Experience ile Bedevi yaşam tarzını deneyimleyebilirsiniz. 

1912 yılında inci tüccarı Sheikh Mohammed bin Ahmed bin Dalmouk tarafından kurulan Al Ahmadiya Okulu , farklı geçmişlerden gelen çocuklara eğitim sağlamıştır. Dubai'nin şu anki emiri Sheikh Mohammed bin Rashid, bu okulun eski bir öğrencisidir. Deira'da bulunan okul, bölgedeki ilk devlet okuluydu ve yalnızca zengin ailelerin çocuklarından ücret alınıyordu. Müfredat başlangıçta Kuran öğrenimine odaklanmış, ancak daha sonra bilim ve coğrafya gibi konuların yanı sıra inci dalgıçlığı gibi meslekleri de içermiştir.

Okul, 1950'lerin sonlarında tüm öğrencilerine hizmet vermek için fazla küçük kaldı, bu nedenle eğitim yeni bir yere taşındı. 1994 yılında, geleneksel Emirlik mimarisini korumak için bina restorasyonu çalışması başladı ve okul şehrin eğitim geçmişini gözler önüne seren bir müzeye dönüştürüldü.

Şahinler uzun süredir Emirlik kültürünün bir parçasıdır ve bunun da haklı bir nedeni vardır. Bu görkemli kuşlar, binlerce yıldır Bedeviler için çok önemli olmuştur ve ıssız çölde avlanmak üzere eğitilmişlerdir. Son yıllarda şahincilik Dubai'de oldukça popüler bir spor haline gelmiştir. Öyle ki, şehirde şahinler için bir hastane bile vardır ve aynı zamanda uçakta seyahat etmesine izin verilen tek kuş cinsi budur.

Bu muhteşem varlıkların Emirlik kültüründeki rolü hakkında daha fazla bilgi edinmek için Nad Al Sheba'daki Falcon and Heritage Sports Centre'ı ziyaret edin.